SON DAKİKA

6/recent/ticker-posts

PKK Silah Bırakma Süreci 2025: Türkiye ve Bölge İçin Ne Anlama Geliyor?

Türkiye, 11 Temmuz 2025 tarihinde tarihi bir dönüm noktasına tanıklık etti. Kürdistan İşçi Partisi (PKK), uzun yıllardır süren silahlı mücadelesine son vererek Irak’ın Süleymaniye kentinde sembolik bir törenle silah bırakma sürecini başlattı. Bu gelişme, Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda atılmış en önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Peki, bu süreç nasıl başladı, neler yaşandı ve bu adım Türkiye ile bölge için ne anlama geliyor?

Sürecin Başlangıcı ve Arka Plan

PKK’nın silah bırakma süreci, 2024 yılının Ekim ayında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla ivme kazandı. Bahçeli’nin, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik “silah bırakma ve örgütü feshetme” çağrısı, hem Türkiye içinde hem de uluslararası alanda yankı buldu. 

Öcalan, 27 Şubat 2025’te bu çağrıya destek vererek PKK’ya silah bırakma ve kendini feshetme yönünde açık bir mesaj verdi. Ardından, 1 Mart 2025’te PKK bir ateşkes ilan etti ve 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlenen 12. Olağanüstü Kongre’de örgütün fesih kararı alındı.

12 Mayıs 2025’te PKK, resmi olarak silahlı mücadeleyi sonlandırdığını ve örgütsel yapısını feshettiğini duyurdu. Bu karar, yalnızca Türkiye için değil, Irak, Suriye ve İran gibi komşu ülkelerdeki bölgesel dinamikler açısından da önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Süleymaniye’deki Sembolik Tören

11 Temmuz 2025’te, Süleymaniye’deki Casene Mağarası’nda gerçekleşen sembolik törende, yaklaşık 30 kişilik bir PKK grubu silahlarını imha etti. Tören, güvenlik nedeniyle basına kapalı gerçekleştirildi ve canlı yayınlanmadı. 

Ancak Kürdistan Demokratik Topluluklar Birliği (KCK), törenin ardından video kayıtlarının paylaşılacağını duyurdu. Törene, DEM Partili bir heyet, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve gazeteciler gözlemci olarak katıldı.

Bu sembolik adım, PKK’nın Kuzey Irak’taki silah bırakma sürecinin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Sürecin, birkaç ay boyunca kademeli olarak devam etmesi ve örgütün Kandil, Duhok, Erbil ve Süleymaniye gibi bölgelerdeki silahlarının Birleşmiş Milletler gözetiminde teslim edilmesi planlanıyor.

Bölgesel ve Uluslararası Tepkiler

PKK’nın silah bırakma kararı, hem Türkiye içinde hem de uluslararası alanda geniş yankı buldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, süreci “Terörsüz Türkiye” hedefinin bir parçası olarak nitelendirerek, örgütün tüm kollarının silah bırakmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise “Bugün kazanan barış ve kardeşliktir” diyerek sürece olan desteğini yineledi.

Uluslararası alanda da karar memnuniyetle karşılandı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu adımı “umut ışığı” olarak tanımlarken, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, sürecin bölgesel istikrara katkı sağlayacağını belirtti. Avrupa Birliği, İngiltere, Almanya ve diğer bazı ülkeler de barışçıl bir çözüm için desteklerini ifade etti.

Sürecin Riskleri ve Geleceğe Dair Beklentiler

Uzmanlar, PKK’nın silah bırakma sürecinin tarihi bir fırsat olduğunu, ancak bazı riskler barındırdığını belirtiyor. Örneğin, Uluslararası Kriz Grubu’ndan Berkay Mandıracı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonlarının durdurulması, Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi ve yasal düzenlemeler gibi somut adımların atılmasının önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, PKK’nın Suriye’deki kolu PYD/YPG ve İran’daki PJAK gibi yapılarla ilişkilerin nasıl şekilleneceği de merak konusu.

Bunun yanı sıra, örgüt içinde silah bırakmayı reddeden küçük grupların ayrılıkçı fraksiyonlar oluşturma ihtimali de bir risk olarak görülüyor. İspanya’daki ETA örneğinde olduğu gibi, sürecin başarısı için PKK içinde birlik sağlanması ve kapsayıcı bir diyalog ortamının oluşturulması kritik önem taşıyor.

Türkiye İçin Yeni Bir Dönem

PKK’nın silah bırakması, Türkiye’de uzun süredir devam eden çatışma ortamının sona ermesi ve barışçıl bir geleceğe kapı aralaması açısından büyük bir umut kaynağı. Ancak uzmanlar, bu sürecin yalnızca silah bırakmayla sınırlı kalmaması gerektiğini, Kürt meselesinin siyasi ve hukuki boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguluyor. 

Anayasal düzenlemeler, Kürtçe eğitim gibi kültürel haklar ve kayyum atamalarının yeniden değerlendirilmesi gibi konular, sürecin ilerleyen aşamalarında gündeme gelebilir.

TBMM’de kurulacak “Terörsüz Türkiye” komisyonu, bu süreçte önemli bir rol oynayacak. Komisyonun yaz boyunca çalışarak yeni yasama döneminde öneriler sunması bekleniyor. Ayrıca, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) koordinasyonunda Ankara-Bağdat-Erbil hattında sürdürülen görüşmeler, sürecin bölgesel boyutlarını güçlendirecek.