SON DAKİKA

6/recent/ticker-posts

2025’te Zihinsel Sağlığımızı En Çok Etkileyen 5 Faktör

Zihinsel sağlık, bireyin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen temel unsurlardan biridir. 2025 yılı, teknolojik hız, ekonomik belirsizlikler ve toplumsal değişimlerle birlikte ruhsal dengelerin zorlandığı bir dönem oldu. İşte bu yılın psikolojik sağlığı en çok zorlayan 5 temel faktörü:

1. Sürekli Uyarılma Hali (Digital Overload):

2025'te dijital dünya hiç olmadığı kadar iç içe hale geldi. Akıllı telefonlar, sürekli açık bildirimler, sosyal medya içerikleri ve hızlı bilgi akışı beynin sürekli uyarılmasına neden oluyor. Bu da zihinsel yorgunluğa, dikkat dağınıklığına ve hatta tükenmişliğe yol açıyor.

Yapılan araştırmalar, günde 5 saatten fazla sosyal medya kullanan bireylerde anksiyete oranının %30 daha yüksek olduğunu gösteriyor. Beyin, sürekli uyarılma halinde olduğunda dinlenme ve yeniden toparlanma şansı bulamıyor.

2. Belirsizlik Kaygısı (Uncertainty Anxiety):

Geleceğe dair öngörülerin zorlaşması, özellikle gençler arasında yaygın bir kaygı durumunu beraberinde getiriyor.

 Eğitim sisteminde sürekli değişen sınav yapıları, işsizlik oranları ve küresel krizler bireylerde “geleceğimi planlayamıyorum” hissini doğuruyor.

2025'te yapılan bir saha çalışmasına göre, genç yetişkinlerin %65’i önümüzdeki 5 yıl için “kararsız” veya “umutsuz” hissediyor. Bu belirsizlik hali, depresyon ve karar verememe gibi sorunlara yol açabiliyor.

3. Yalnızlık ve Sosyal İzolasyon:

Pandemi sonrası dönemde bile, insanlar arasında fiziksel ve duygusal mesafe artmaya devam etti. Her ne kadar teknolojik bağlantılar artsa da, yüz yüze kurulan anlamlı ilişkiler azaldı. Yalnızlık, özellikle kent yaşamında “yeni normal” haline geldi.

Sosyal izolasyonun bağışıklık sistemini zayıflattığı ve depresyon riskini %40 artırdığı bilimsel olarak kanıtlandı. Özellikle gençlerde ve yaşlılarda duygusal bağ eksikliği, içe kapanma ve özgüven kaybı yaratıyor.

4. Ekonomik Endişeler ve Geçim Kaygısı:

Artan enflasyon, kira fiyatları ve yaşam maliyetleri bireylerde sürekli bir “yetememe” duygusu oluşturuyor. Gençler hayata atılırken finansal özgürlük elde edememekten, yetişkinler ise mevcut standartlarını koruyamamaktan şikâyetçi.

Finansal stres, ev içi ilişkilerde gerilim yaratıyor, iş yerinde verimliliği düşürüyor ve uyku bozuklukları gibi fizyolojik sorunlara da yol açabiliyor. 

Türkiye'de 2025 itibariyle bireylerin %70’inden fazlası ekonomik geleceğiyle ilgili ciddi kaygı taşıyor.

5. Doğal Afetler ve Travmatik Olaylar:

2023 ve 2024’te yaşanan büyük depremler ve sel felaketleri, 2025’te de bireylerin psikolojik travmalarla yüzleşmesine neden oldu. 

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), kaygı bozukluğu ve sürekli alarm halinde yaşama durumu yaygınlaştı.

Ayrıca afet bölgelerinde yaşayan bireylerde toplumsal güven duygusu zedelendi. Özellikle çocuklar ve ergenler, güvende hissetmemekten kaynaklı uyku problemleri, dikkat bozuklukları ve akademik başarısızlıkla karşı karşıya kaldı.